Hizmetlerini dünyevî çıkarlara bağlayanlar... | M.Fethullah Gülen Hocaefendi
Hizmetten - A podcast by Hizmetten

Categories:
Bu video 14/08/2016 tarihinde yayınlanan "“DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!..”" isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Hizmetlerini dünyevî çıkarlara bağlayan kimseler hakiki dindar olamazlar!.. Evet, dedim ki: “Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur!” Bu meselenin bir yanı da şudur: Böyle çok dindar gibi görünse de, din hesabına olsa da… Din hesabına… Din hesabına olan şey nedir? İ’lâ-i kelimetullah. Nedir o mesele? İnsanlığın İftihar Tablosu’nun sizin için gaye-i hayal yapmak üzere ortaya koyduğu mübarek, mukaddes, münezzeh, tebcile şayan bir mülahaza: “Benim nâm-ı celilim, güneşin doğup battığı her yere ulaşacaktır!”. Gayb-bîn haber. O bir gün böyle olacağını görmüş; görmüşse, o olacaktır Allah’ın izni ve inayetiyle.. En azından ne ölçüde olacaktır? Bunu kendi dar ufkum itibariyle diyorum, isterse daha ileriye de götürür Allah (celle celâluhu): Yavuz cennet-mekanın bir şiirinde dediği gibi, “Yâr olur, ağyâr olur, dildâr olur, serdâr olur!” Hepsi olur bunların; kardeş olur, dost olur, taraftar olur, muhib olur, sempatizan olur, A’râfta durup karışmaz olur… Bunların hepsi bir yönüyle O’nun gâye-i hayal adına gösterdiği hedef istikametinde çok önemli kazanımlardır ve bunların hepsi, sizin defter-i hasenatınıza yazılır. Bir tanesi “kardeş” olmuş, sarmaş dolaş oluyorsun.. bir tanesi omuz veriyor sana; dizi dizlerine, topuğu topuklarına, omuzu omuzuna değiyor.. bir başkası sana ilişmiyor, “Olduğun yerde yaşa!” diyor.. bir diğeri ilişmek isteyene “İliştirmem!” diyor; bunu da bir yere koyacaksın.. bir başkası diyor ki “Yahu ilişmeyin bu adama, işte yürüdüğü yerde yürüyor!” diyor; bu bile yine senin kazanım hânende sayılır ve dolayısıyla, defter-i hasenatına onun sevabı da akar. İşte bu manada “güneşin doğup battığı her yere, nâm-ı celîl-i Muhammedî” gider ulaşır. Merhum Yahya Kemal, “Ezan” şiirinde bunu dile getirir. Bazıları şiirin başında Sultan Selim’in zikredilmesinden rahatsızlık duyabilirler, ayrı bir mesele; fakat Yavuz’un mezâyâsı ve fezâili, başkalarının olumsuz gördüğü yanlarına elli defa tereccüh eder. “Emr-i bülendsin ey ezân-ı Muhammedî / Kâfî değil sadâna cihân-ı Muhammedî Sultân Selîm-i Evvel’i râm itmeyüb ecel / Feth itmeli idi âlemi şân-ı Muhammedî Gök nûra gark olur nice yüz bin minareden / Şehbâl açınca rûh-i revân-ı Muhammedî Ervâh cümleten görür Allahü Ekber’i / Aks eyleyince arşa lisân-ı Muhammedî Üsküp’de kabr-i mâdere olsun bu nev-gazel / Bir tuhfe-i bedî’ ü beyân-ı Muhammedî.” Evet, nâm-ı celil-i Muhammedî (sallallâhu aleyhi ve sellem) güneşin doğup battığı her yere ulaşacak. Cenâb-ı Hak sizleri, sizin neslinizi, sizden sonra gelenleri bu ulvî gâye-i hayali realize etmeye muvaffak eylesin.